|
|
|
Medet Serhat
- (12.11.1994)
|
|
hukukçu, siyaset adamı
Iğdır'da doğdu. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. 1959 yılında, karıştığı bir Kürtçülük olayından dolayı, 13 ay tutuklu kaldı. Yargıtay'ın kararı bozması üzerine, 20 gün hapse mahkum oldu.
1963 yılında, İstanbul'da çıkarttığı "Denge" adlı dergide, Kürtçülük propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılandı. 1965 yılında, Kürtçü cemiyet kurma suçundan 1 yıl 4 ay hapis cezası aldı.
1997 yılında, Yugoslavya / Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'te yapılan Uluslararası Avukatlar Toplantısı'na katıldı. Sonra Moskova'ya giderek, Sovyet Komünist Partisi Gençlik Teşkilatı yetkilileriyle, DDKD'ye yapılacak yardım konusunu görüştü.
1978 yılında, Celal Talabani paralelinde, faaliyet gösteren İttihad-i Vatani Kürdistan isimli örgütün İstanbul Temsilciliği'ne seçildi. 1979 tarihinde yapılan mahalli seçimlerde, Kars'tan CHP adayı oldu. 1980 tarihinde geçici üye sıfatıyla TKP'ye katıldı. 27 Ocak 1981 tarihinde komünizim ve kürtçülük prapogandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. 29 Ocak 1981'de serbest bırakıldı. 1982 tarih itibariyle Erzurum'da sürdürülen PKK davasının avukatlığını yaptı.
Aynı yıl Barış Derneği Yönetim Kurulu üyesi olması nedeniyle tutuklandı. 1983 Kasım ayında, serbest bırakıldı. 1984 yılı itibarıyla, uyuşturucu madde kaçakçılığı yaran Behçet Cantürk'ün avukatı oldu.
1990 yılında, "Kürt Halk ve Özgürlük Vakfı"nın kurucuları arasında yer aldı. 1991 yılı itibariyle "Barış Komitesi Derneği" sanık vekillerindendi. Ekim 1994 tarihinde, Ankara DGM'de yargılanan münfesih DEP milletvekillerinin avukatları arasında yer aldı. 12 Kasım 1994 tarihinde, İstanbul Erenköy'deki evinin önünde öldürüldü.
HAKKINDA YAZILANLAR
Medet Serhat Ağabey
Y. SERHAT BUCAK, Özgür Politika 10 Kasım 2004
Şehadetinin üzerinden on yıl geçti. Şairin dediği gibi "Daha dün gibi inamak mümkün veya çok güç/Unutmak mümkün değil." İsmini 1960'larda rahmetli şehit babamdan duymuştum. 49'lar tevkifatının önemli isimlerinden birisiydi. 1963 yılında İstanbul'da çıkartılan "Deng" dergisinin Genel Yayın Yönetmeni idi. Albay Talat Aydemir öncülüğünde yapılmak istenen 21 Mayıs 1993 darbesinin bastırılası üzerine sıkıyönetim ilan edildi. Her olağanüstü rejim döneminde olduğu gibi bu dönemden de Kürtler nasiplerini aldılar. İstanbul'da yayınlanan aylık dergiler kapatıldı. Aradan bir hafta geçmeden de flaş haber gazetelerde patladı. Dönemin
İçişleri Bakanı H.O.Bekata'nın yaptığı basın toplantısında "Türkiye'nin doğusunda Kürt Devleti kurmak isteyen 23 Komünist-Kürtçü'nün yakalandığı" açıklandı. Medet Serhat ağabey de tutuklananların arasında idi.
1964-65 ders yılı döneminde Hukuk Fakültesine kaydımı yaptırmıştım. İstanbul'a giderken babam başta Musa amca olmak üzere diğer "Kürtçü" ağabeylerimle tanışma olanağını bulacacağımı söylemişti. Bir gün ders dinlemek üzere Hukuk Fakültesinin 1 nolu anfisinde bulunduğum sırada Süleyman Demirkapı ve Hasan Akkuzu ile tanıştım. Sonra beni Osman Aydın ile tanıştırdılar. Ertesi gün birlikte Hukuk Fakültesinin kantinine gittiğimizde başta Medet ağabey olmak üzere "Kürtçü" ağabeylerimle tanışma olanağını buldum.
Medet Ağabey Iğdır'ın Alıcanlar köyünde dünyaya gelmiştir. Doğduğu köy Aras nehrinin kıyısında şirin bir köy idi. Bu yazıyı yazarken otuzdört yıl öncesine gittim. Iğdır benim avukatlık stajını yaptığım Kürt şehridir. Tarihi eskilere dayanır. Her karış toprağında 1928-30 Ağrı Milli Kurtuluş Hareketinin izlerini bulursunuz. Son otuz yıllık dönemde de binlerce genci dağlara sevdalandı. Önemli direniş merkezlerinden birisi idi. TC hükümetleri geçmişte olduğu gibi "tedip ve tenkil" politikalarını başarı ile sürdürebilmek amacı ile Kars'ı idari açıdan üçe ayırdı
Ardahan ve Iğdır'ı da vilayet yaptı.
Medet ağabey 49'lar duruşmaları döneminde kendisi ile çok yakından ilgilenen yaşça kendisinden büyük Seniha Serhat abla ile evlenmişti. Seniha abla da uzun yıllar Kürtlerin çeşitli mahkemelerde savunmanlığını üstlendi. Eşinin iyi bir avukat olarak yetişmesinde onun da emeği az değildir. Medet ağabeyin yanında da birçok Kürt avukat stajını yaptı. Benim sevgili kadersiz yeğenim rahmetli Mehmet Tüysüz, eski Diyarbakır Baro başkanı Fethi Gümüş, Iğdır da avukatlık yapıp şimdi Amerika'da ikamet eden DDKO davası sanıklarından Sait Pektaş ilk aklıma gelen isimlerdir.
Taksim'de Park Palas otelinin hemen yanıbaşında dördüncü kattaki dairede oturuyorlardı. Periyodik olarak Kürdistanlı Üniversite öğrencileri bu evde toplanır Kürt ve Kürdistan için neler yapmamız gerektiğini tartışırdık. O yıllarda rahmetli Kemal Badilli amcanın Kürtçe gramerinin basılması gündemdeydi.
Aradan uzun yıllar geçti. 1980 cuntası döneminde "Barış Derneği" davası nedeniyle aranır duruma düşünce yurt dışına çıktı. Yurt dışındaki sürgünlüğü pek uzun sürmedi bizimkisi gibi. İstanbul'a döndükten bir müddet sonra DDKD davası nedeniyle gözaltına alınıp rahmetli B.Cantürk ile birlikte insanlık dışı işkenceye tabi tutuldu.
Medet Serhat özel hayatındaki tavırları, duruşu, kibarlığı ve daha sayamıyacağım vasıfları kişliğinde toplayan bir Kürt aydınıydı. Birçok çevrede kendisine "Kürt Prensi" derlerdi.
Öyle kendisinde olmayan vasıfları kendisinde varmış gibi lanse eden bir Kürt prensi de değildi. En önemli özelliklerinden birisi de dedikoduyu sevmemesi, yanında hiç bir Kürt yurtseverine toz kondurtmaması idi. Hiç kimse onun bulunduğu mekanda dedikodu yapmaya cesaret edemezdi.
Kendisine suikast düzenleyen tetikcinin MİT bağlantılı meşhur itrafçı ülkücü Tevfik Ağansoy olduğunu ikinci eşi Dr.Yurdanur Serhat, Ağansoy öldürüldüğünde teşhis etmişti. Türk Basını ölümü üzerine büyük bir dezinfarmosyon harekatına girişti. Ancak Medet ağabeyin devlet bağlantılı çeteler tarfından öldürüldüğü birkaç hasut Kürt'ün dışında herkes tarafından biliniyor.
Sevgili Medet Ağabey'i ölümünün onuncu yılında sevgi, hasret ve minnetle anıyorum. Onu ve uğruna ölümü göze aldığı ideallerini sonuna kadar savunacağız.
|
|
|