|
|
|
Rızaeddin Fahreddin
( 31.12.1858)- (12.4.1936)
|
|
Rizaeddin Fahreddin’in Kısa Hayat Hikayesi
İlyas Kamalov
Tataristan Türklerinin fikri hayatında etkin bir isim olan Rizaeddin b. Fahreddin 31 Aralık 1858 yılında bir molla ailesinde beşinci çocuk olarak doğmuştu. Ailesi döneminin eğitimli kişileri arasında sayılmaktaydı. Annesi Mevhube Hanım köyün kız ve erkek çocuklarının ilk tahsilinden sorumlu biriydi. Babası Fahreddin b. Seyfeddin (1819-1891) ise nüfusuna kayıtlı bulunduğu köyün imamlığını yapmaktaydı. Küçük Rizaeddin ilk eğitimini annesinden almış, 1867 yılında ise medreseye kaydolmuştu. Çistay medresesinde aldığı bir yıllık eğitimin ardından, 1869 yılında Selçili köy medresesine yazıldı. Bu yıldan itibaren aralıksız olarak devam ettiği medrese eğitimine, 1879 yılında son noktayı koydu ve Astrahan medreselerinde eğitimine devam etmek için çabalamaya başladı. Bu süreç içinde 25 Ağustos 1873 tarihinde annesinin ölümü Rizaeddin Fahreddin’in hayatında yer edinmiş en üzücü olaydır .
Astrahan’a gitmek arzusu hocası Abdülfettah Efendi tarafından engellenince bağlı bulunduğu medresede eğitim öğretimini sürdürdü. Ama bu defada Buhara’da okumak hevesine kapıldı. Lakin bu isteğinde de başarılı olamadı, çünkü bu kezde babasının engellemesine takılmıştı. Ardından İstanbul’a gitme hayalleri doğdu ise de maddi koşullar buna müsait değildi. Anlaşılan küçük Rizaeddin’in eğitim adına kurduğu bütün hayaller kaderin ağlarına takılarak başlamadan sönüp gitmişti. 1879’da tifoya yakalanınca bir sonraki yıl yapması gereken askerlik hizmetinden muaf tutulmuştu. 1884 yılında ise basını İsmail Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman gazetesiyle tanıdı. 1891 yılında Orenburg Müftülüğüne kadı olarak atandı. Daha medrese öğrencisi iken 1885 yılında evlendiği eşi Nurcamal Hanımla ömrünün sonuna kadar mutlu bir evlilik sürdürmüştü. Bu evliliği sonucunda ikisi kız, dördü erkek altı çocuğu oldu .
Rizaeedin Fahreddin 14 Haziran 1883 yılnda Bügülme şehrinin İlbek köyüne ikinci imam olarak atandıktan sonra 12 Aralıktan itibaren medreselerde ders vermeye başladı. 1891-1893 yılları arasında kadı Maksudov’un yerine üç yıllığına Orenburg müftülüğüne seçildi.
Böylece, aralıklarla, ama aksımadan 1891-1906, 1918-1923 yılları arasında kadı, 1923-1936 yılları arasında da molla olarak meslek hayatı başlamış oldu .
Sovyet hükümetinin dine karşı açtığı yoğun-sert propaganda ve savaşa rağmen, Rizaeddin Fahreddin, Rusya’daki Müslümanların çoğunu başında bulunduğu Ufa Nezareti etrafında birleştirdi. Onbinlerce mescidin kapatılıp ekmek deposuna veya dinsizler klübüne dönüştürüldüğü bir zamanda, bölgesinde pekçok mescidin açık kalmasını, mescidlerde dini derslerin verilmesini, imam ve müezzin çocuklarının fen okullarına alınmasını, imamlardan alınan aşırı vergilerin kaldırılmasını, tüm Rusya, özellikle de bölge Müslümanlarının tarihleri için paha biçilmez bir hazine olan Diniye Nezareti arşivinin korunmasını ve müftülükçe İslam Mecellesi adında bir mecmua çıkarılmasını sağladı .
Rizaeddin Fahreddin düşünce ve faaliyet anlamında her zaman eğitim olgusunun merkezi olarak hareket etmiştir. Çalışmalarında özet olarak sonuca yansıyacak ana fikir: çağın gelişimini yakalamak için eğitime ihtiyacımız vardır. Bu düşünce onun dini ve felsefi görüşlerinde de esas olmuştur. Mercani’nin İslam’ın doğasında bilimlere büyük değer vardır şiarını kendi eserlerinde birebir temel düşünce olarak yansıtmaya çalışmıştır. Pratik yaşamdaki faaliyetlerini de bu düşünce üzerinde sürdürmeye çalışmıştır. Rusya Müslümanlarının kurultay ve toplantılarında, katıldığı küçük çaplı siyasi çalışmalarda belirleyici tavrını bu düşünceden yana koymuştur. Kısacası, Rizaeddin rasyonel olgular alanında benimsenmiş etnik ve dini kimliği koruyarak gelişmiş bir toplum olmanın hayalini gerçeye yansıtma mücadelesini vermiştir .
Özel ve genel anlamda hayata dair faaliyetleri yanında Rizaeddin Fahreddin bilimsel çalışmalar yapan ve bunları kitaplaştıran fikir adamlarındandı. Geniş kapsamlı olmasını göz önüne alırsak 16 büyük esere imzasını atmıştır. Toplam ilmi eser ve çalışmalarının sayısı 70’i bulmaktadır. Ciddi alanda bilgi dışında bulunan teknik ve aşırı siyasi görüş ve düşünceler dışında dini, felsefi, eğitim-öğretim, coğrafi ve tarihi konularda bugünde belli ölçülerde değerini muhafaza eden en önemlisi yaklaşık yüz yıl önceki Türk düşünce tarihinin alanlarını tespit ettirecek eserlere imzasını atmıştır. Rizaeddin amaçlı olarak eserlerini toplumun her ferdi tarafından anlaşılacak öğretici bir üslupla kaleme almıştır. Tarih alanında bu üslup kapsamında yazdığı en önemli eserlerinden biride çevrisini sunduğumuz “Altın Orda ve Kazan Hanları” başlığında toplanan makaleleridir.
Rizaeddin Fahreddin, büyük maddi sıkıntılar içerisinde geçirdiği müftülük yıllarının ardından, 12 Nisan 1936 yılında, bu dünyadan ayrıldı.
Hakkında yazılanlar
1.Rızaeddin Fahreddin
Rusya Türkleri Arasındaki Yenileşme Hareketinin Öncülerinden
İsmail Türkoğlu
Ötüken Neşriyat
“Çarlık Rusya'sında yaşayan Türkler XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren eğitim, kültür ve dini düşünce alanında büyük bir yenileşme, yani usül-i cedid hareketini başlatmışlardı. Orenburg Müftülüğü bu yenileşme hareketinin merkezlerinden biri idi. Bu kurumun kadı ve müftülerinden olan Rızaeddin Fahreddin, resmi görevi sırasında ve 1908 yılından itibaren çıkarmaya başladığı Şura dergisinde halkının medeni dünya milletleri arasında yer alması için büyük bir uğraş verdi. Rusya Türklerinin ihtiyacının olduğu her konuda yetmişe yakın eser ve yüzlerce makale yazarak yenileşme hareketine büyük bir katkıda bulundu. 1917 İhtilali'nden sonra yaşanan "ateşli günler" sırasında halkını korumak için büyük çaba sarfetti. Adı kominist dönemde halkına unutturulmaya çalışıldı. Elinizdeki eserde Rızaeddin Fahreddin'in hayat hikayesi ve Rusya Türklerinin yenileşme hareketlerine olan katkısı ayrıntılı olarak verilmektedir.”
|
|
|