|
|
|
Ali İhsan Göğüş
|
|
Hayatın zorluklarına ‘Göğüş’ gerdi
Cemal A. Kalyoncu
Aksiyon 18 Kasım 2000
Antep'in köklü ailelerinden Göğüş ailesinin bir ferdi olan Ali İhsan Bey, Mustafa Paşa'nın torunudur. Hatay'ın cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'le de aynı aileden olan Ali İhsan Göğüş, YDP'nin Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in de öz dayısıdır
Gaziantep'in ünlü ailelerinden Göğüş ailesinin kökleri 1541 tarihli Şer'i Mahkeme sicilleri, cilt 1, sayfa 4'e göre davavekili Hüsamettin'e kadar inmektedir. Onun öncesindeki hikayesinde ise "Alparslan Malazgirt Savaşı'nı kazandıktan sonra Başkomutan Afşin Bey ile arası biraz bozulur. Daha sonra Afşin Bey, bir miktar askerle hakanından ayrılır. Maraş, Birecik, Pazarcık, Urfa, Antep ve Hatay'ı zapteder. Epeyce bir müddet Antep'te kalır. Daha sonra Hakanı Alparslan ile barışır. Bu zaptettiği yerleri, dönerken Hakanına hediye eder. İşte Göğüşler, buraları zapteden Afşin Bey'den gelmedirler." Ama belirlenebilen resmi kayıt 1541 yılındaki kayıttır.
Gazeteci ve bir dönemin CHP milletvekili Ali İhsan Göğüş'ün de dahil olduğu aile, Amerikalı tarihçilere göre dünyanın en eski şehri Gaziantep'te kök salar ve yerleşir uzun yıllar boyunca. 1950'li yılların Dünya ve Cumhuriyet gazetelerinin idarecisi olan Ali İhsan Göğüş'ün dedeleri daha çok ilmiyye sınıfına mensup kişilerdir. Ali İhsan Göğüş'ün babaannesi Ayşe Hanım tarafından kökleri Mustafa Paşa'ya dayanmaktadır.
Fırkayı İslahiye Hareketi
Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın ortalarında dağlarda yaşayan Türk ve Kürt aşiretlerini yerleşik düzene geçirmek için Fırkayı İslahiye Hareketi'ni gerçekleştirir. Amaç, MHP Milletvekili Alparslan Pehlivanlı'nın da ailesi olan 15 bin çadırlık Pehlivanlar Boyu ile Mustafa Paşa'nın Boy Beyi olduğu 3 bin çadırlık Reyhalı boylarını yerleşik düzene sokmaktır. Mustafa Paşa, bu hadiseden sonra Antep Mutasarrıfı, ardından da mir—i miran rütbesi ile Rumeli Beylerbeyi olur. Mustafa Paşa'nın İnayet, İhsan (Ali İhsan Göğüş ismini ondan alır) Mursaloğlu ve Hatay'ın cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen'in dışında kızlarından Ayşe Hanım, Göğüş ailesinden İbrahim Göğüş'le (Kırgızca'da köküş—gök gözlü anlamına gelmektedir. Ali ihsan Bey'e göre bu da Göğüşler'in anavatanının Orta Asya olduğunu göstermektedir) evlenir. Büyük arazi sahibi İbrahim Bey ile Ayşe Hanım'ın iki çocuğu olur; Hüseyin Cemil Göğüş ve Ali İhsan Bey'in babası Hasan Celal Göğüş. Darülfünün Edebiyat Fakültesi mezunu Hüseyin Cemil Göğüş, İşkodra'da edebiyat hocalığı yaptıktan sonra Güneydoğu'da ilk Türkçe gazete olan Meclayı Muarif'i (İrfanın Aynası) çıkarır 1903 yılında. İngilizler'in Antep'i işgali sırasında da Antep Haberleri adıyla bir yeraltı gazetesi çıkarır. Hüseyin Cemil Bey, Ali İhsan Göğüş'ün hayatı boyunca rehberi olacaktır. Mustafa Paşa'nın kızı Ayşe Hanım vefat edince İbrahim Bey yeniden evlenir. İkinci evliliğinden eczacı Mehmet Kemal, Kamile Hanım ve Mahmut Oğuz Göğüş (Araştırmacı ve gazeteci olan Oğuz Bey, ailesinin geçmişine de yer verdiği İlk İnsanlardan Bugüne Çeşitli Yönleriyle Gaziantep adıyla bir kitap yayınlar.) adlı çocukları olur.
"Cumhuriyetin top sesleri arasında doğdum"
Hasan Celal Göğüş, yine Antep'in ünlü Dai ailesinden Emine Hanım'la evlenir: "Annem Baki'yi, Fuzuli'yi ezbere söylerdi. Okuması yazması yok ama kültür ailede önemli bir yer etmişti." Emine Hanım, toprak sahibi ve mesnevihan Sadık Bey'in Nefise Hanım'la evliliğinden olan dokuz çocuğundan biridir. Hasan Celal—Emine Göğüş çifti de dört çocuk sahibi olur. İsimleri Hüseyin Cemil Göğüş tarafından konan çocukların ilki 1912'de doğan Gündoğdu, sanat okulunun mobilya ve marangoz şubesini bitirerek, bu alanda Türkiye'nin ilk mezunlarından biri olur. Jinekolog İbrahim Göğüş ve çocukken vefat eden İnayet'in dışında Yeniden Doğuş Partisi'nin Genel Başkanı Hasan Celal Güzel'in de annesi olan Sevim Güzel ise ailenin en küçük çocuğu olarak doğar. Çiftin dördüncü çocukları Ali İhsan, Birinci Dünya Harbi'ni yaşamış, ondan sonra kendini Milli Kurtuluş Savaşı'nın içinde bulmuş, Yemen'e, Trablus'a asker göndermiş, 14 bin binadan 12 bini yıkılmış, harabe bir şehirde 1923 yılında doğar: "Nüfus kağıdımda 1339(1923)'dur. Kızım Zeynep itiraz eder, baba sen 1924 doğumlusun diye. Ben 1923 senesinde cumhuriyetin top sesleri arasında doğdum derim. O da 'o senin üretim yaşın' der."
İmparatorluğun enkazı altında bir çocuk!
Cumhuriyetle yaşıt olan Ali İhsan Göğüş, Türkiye'nin yaşadığı tüm sıkıntıları da yaşar: "Ben Antep'in gayet soylu, eskiden varlıklı bir ailesinden gelen biriyim. Ama İmparatorluk çökünce hepimiz imparatorluğun enkazı altında kaldık." Yokluklar, yokluklar.... Lastik parçalarından yapılan silgilerle ilkokul eğitimine başlayan Ali İhsan Göğüş, yokluktan varlığa geçiş yıllarını da yaşar: "Antep'e ilk elektrik geldiğinde sokaklara çıktık, şehrayin, kıyamet koptu. Mandalin gelmiş dedikleri zaman çarşıya koştuk 'Bu maymun mu ayı mı nedir?' diye." 1935'te çok başarılı bir öğrenci olarak ilkokuldan mezun olduğunda arkadaşları arasında Ali Şefik Apa, Yargıtay Onursal Başkanları'ndan Selim Dai de vardır. Orta eğitimine de Antep'te başlayan Göğüş, burada o zamanlar Antep Vali Yardımcısı'nın oğlu Necip Torumtay, Atom Kimya'nın sahibi ve 404'ü bulan işadamı Özdemir Yarar'la beraber okur. Üç yaşında babasını kaybeden Ali İhsan, 1943 yılında ise abisinin önerisi ile İstanbul'a Kabataş Erkek Lisesi'ne kaydolur. Burada da Prof. Bozkurt Güvenç, eski milletvekili Mehmet Aytuğ, Haldun Simavi ile okul arkadaşlığı yapar. Kabataş Erkek Lisesi, devrin en mühim okullarındandır. Boğaziçi Lisesi'nin Müdürü Hıfzı Tevfik Gönensay, Nihat Sami Banarlı gibi hocaların derslerine girdiği Göğüş, bilhassa edebiyat ve sosyal bilimler derslerinde çok başarılı bir öğrencidir. Liseden sonra başarılı olduğu alana değil de tıbbiyeye girer: "Giriş nedenim, okumak için maddi durumun olmaması idi. Milli Tıp Talebe Yurdu'na girdim. Fakat tendürdüyot kokusuna dayanamadığım için ayrıldım."
İnönü'nün teklifi
1945'te de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne kaydını yapan Göğüş, bu arada yazları gittiği Gaziantep'te Halk Partisi'nin lehine yayınlar yapan Güney Postası'nın hem başyazarlığını hem de yazı işleri müdürlüğünü üstlenir: "Aileden gelen, bir nevi sosyal kromozom gibi. Hüseyin Cemil amcam 1903'te Güneydoğu'da ilk Türkçe gazeteyi çıkarmış, Ahmet Muhtar amca edebiyatçı..." O yıllarda bir Tan olayı olur. Yıl 1945'tir. Ali İhsan Göğüş olayların yakın tanığıdır: "O olaya birtakım ajitatörler karışmış olabilir. Onu üniversite gençliğine mal etmemek lazım." Göğüş, 1948'in ortalarında Tan gazetesine girer: "Fatin Fuat o zaman Tan'da idi. Benim de sonradan bacanağım olacak bir arkadaşım 'İstersen Fatin Fuat'a söyleyeyim' dedi. Ben de 'İyi olur' dedim." Göğüş, 69 lira maaşla belediye ve vilayet muhabirliği yaparak başlar Tan'da çalışmaya. Fatin Fuat ve ekibi Zafer gazetesini çıkarmak için Ankara'ya gidince Göğüş de Tan'da yazı işleri müdürü olur. 1950'de Tan, Milliyet adını aldıktan sonra Milliyet'te bir ay daha kalır. Ardından Ağrı Karaköse'de askerliğini yapmaya gider. Dönüşte Kadri Kayabal'ın Türk Haberler Ajansı'nda önce muhabir, ardından yazı işleri müdürü olarak çalışmaya başlar. 1952'de Falih Rıfkı Atay'ın daveti ile Dünya gazetesine geçer: "Falih Rıfkı'ya hayrandım." 1956'da da Cumhuriyet'te çalışmaya başlar. Yazı işleri müdürlüğü yapar. 1957 seçimlerinde CHP'den Gaziantep milletvekili adayı olur. Gaziantep'te seçimlere hile karıştığı yolunda iddialar ortaya atılır. Sonuç: Ali İhsan Göğüş, önce Adana, ardından da Yozgat Cezaevleri'nde yargılanmak üzere 5.5 ay kalır. Çıktıktan sonra Şahap Balcıoğlu, Orhan Birgit ve Özcan Ergüder'le birlikte KİM dergisini çıkarmaya başlar. 1958—60 yılları arasında yayın yapan KİM, ihtilalin ardından kurulan Tahkikat Komisyonları sırasında kapatılır. Göğüş bu sefer İstanbul basınını temsilen anayasayı hazırlayacak olan Kurucu Meclis'e seçilir. 1961'de ise, dört sene önce gerçekleştiremediğini bu sefer gerçekleştirir ve Meclis'e girer. 13 yıl boyunca milletvekilliği ve bakanlık yapar. 27 Mayıs'tan sonra sivil dönemde kurulan üçüncü hükümette bakanlık teklifi İnönü'den gelmiştir: "Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Nejdet Calp'tan telefon geldi. Gittim, İsmet Paşa 'Seni Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak ilan ettim' dedi. Ben de 'Paşam, çok gencim. Eğer kabul edersem, bakan olmak için sizinle beraber olduğumu söylerler. Bakanlık bekleyen benden daha eski abilerim var' dedim. İsmet Paşa da 'O kadar yanında oldu, İsmet Paşa onu bir bakan bile yapmadı derler bu sefer. O zaman daha kötü olur' dedi. Ben de kabul ettim." Teşkilat Kanunu çıktıktan sonra ilk Turizm Bakanı olan Göğüş, Turizm ve Koordinasyon Kurulu'nu bakanlıklar seviyesinde oluşturur: "Kurulu'un başında Başbakan İnönü, onun yardımcısı da Başbakan Yardımcısı Kemal Satır... çünkü ben genç bir insanım, mesela Maliye Bakanı Ferit Bey (Melen) benim iki katım yaşında. Ben 'Şöyle yapalım' dediğim zaman 'Tecrübesiz, bana akıl satıyor' der kendi içinde." Bakanlığı süresince Dalaman Havaalanını programa aldıran Ali İhsan Göğüş, tatil köylerini de Türkiye'nin gündemine sokar. Marmaris, Edremit, Akçay'da kitle turizminin temellerini atar. 1964'te Bektaşi Müzesi'nin açılışını yapan da odur. 1965 ve 69 seçimlerinde de yeniden seçilen Göğüş, İkinci Erim Kabinesi'nde de devlet bakanı olur: "Nihat Erim, 'Basınla ilişkilerimiz iyi değil. Basınla ilişkiler için bir devlet bakanlığı kabul eder misiniz?' dedi." 1973'te Bülent Eecevit'in CHP'de İnönü'ye karşı zafer kazanması ile Göğüş de 'çok sevgili' partisinden ayrılır, Ecevit'e çok sert bir istifa mektubu göndererek: "Ben aslında CHP'den ayrılmıyor, devlet kuran, bağımsızlık savaşını veren Atatürk'ün Cumhuriyet Halk Partisi'ni inkar eden işgalci azınlıktan ayrılıyorum." Göğüş, Ecevit'ten sonra gelen İnönü ve Baykal dönemlerinde de dönmez CHP'ye. Göğüş'ün eski yuvasına dönüşü çok uzun yıllar sonra Altan Öymen döneminde, 1999 yılında gerçekleşir: "Ayrıldıktan sonra hiçbir ilişkim olmadı CHP ile. Öymen döneminde son üye sayımında tekrar üye oldum CHP'ye.
|
|
|