|
|
|
Sadık Ahmet
( 7.1.1947)- (24.7.1995)
|
|
Ölümsüz Bir Mücadele Adamı
Sadık Ahmet
Yeni Avrasya Ağustos 2001
07 Ocak 1947 Gümülcine Sirkeli Köyü bu dünyaya teşrif; 24 Temmuz 1995, Lozan Antlaşması’nın 78. yıl dönümünde, İskeçe yolunda meş’um bir kaza sonucu Hakk’a yürüyüş. 48 yıllık fiziki hayata sığdırılmış yüzlerce yıllık mücadele azmi. İşte Sadık Ahmet... Mücadele, sadece Atina ve Lozan antlaşmaları ile doğan insani hakların sağlanması için...
Bu mücadele ne için veriliyordu? Antlaşmalara rağmen, sadece dini kimliği ile anılan Batı Trakya Türk toplumunun milli kimliği ile de anılması. Eğitim haklarının Türkiye’de yaşayan Rumlarınki gibi olması. Türk toplumu üzerindeki asimilasyon ve göç ettirme çalışmalarının kaldırılması. Antlaşmalarla elde edilen Türk toplumunun kendi dini liderini seçme hakkının yeniden uygulanması. Çünkü, Türk toplumu, 1967 yılından beri Yunan hükümetinin müdahalesi ile dini liderlerini seçememektedirler. Mal varlıkları devamlı tasallut altında olan Türk toplumunun, bu baskından kurtarılması ve bunlar gibi onlarca insani hakkın Batı Trakya Türk toplumuna kazandırılması.
Gurbet ellerde kalındığı günlerden beri Evlad-ı Fatihan torunlarının çektiği sıkıntıları bir nebze dindirebilmek için mücadele veren Türk toplumu liderlerinin yaktığı IŞIK, haklar elde edilinceye kadar sönmeyecektir. Ruhun şadolsun şehit Sadık Ahmet...
Baba
Funda AHMET*
Uyan baba uyan
Aldır başını, aç gözlerini
At üzerindeki kara toprağı
Gör ki yine tüm sevdiklerin başucunda
Yine bir 24 Temmuz işte;
Gittin gideli altı yıl oldu babam!
Bizi bırakıp yok olalı
Baba kucağına
Baba şefkatine
Çatık kaşlarının altındaki tatlı tebessüme
Hasret bırakalı tam altı yıl oldu
Bize elveda demeden
Merak etmeyin mutlaka döneceğim
Akşam yemekte beraberiz demeden
İlk gidişin bu babam!
Bir 24 Temmuz gecesi
İlk gidip de dönmeyişin!
Ne olur sanki şimdi kalkıp sarılsan bana
Kucaklaşsan tüm sevdiklerinle
Şaka yaptım size, yalan söyledim;
Bakın buradayım, geldim desen
Sen yalan söyleyemezsin bilirim
Ama ne olur bir kereye mahsus yap bunu
Bu tür bir yalan çoktan kabulümüz baba!
Gittiğin yerde rahat mısın baba!
Nasıl oralar, sıcak mı?
Üşümüyorsun ya baba?
Peki benim gibi çocuklar var mı orada?
Gelsem yine hasret bırakırlar mı sana?
Güneş bir damla olsun
Değiyor mu gözlerine baba?
Hadi kalk artık, uyan, gel bana
Yeter bu kadar şaka baba
Yeter bu kadar şaka...
Biliyorum duyuyorsun beni
Hissediyorsun kalbinin en derininde;
Belki de 6 yıllık uykuda
İlk kez ağlıyorsun bu yalvarışımda!
İki gece arası gündüzdür diyen
Sen değil miydin?
Ben 6 yıldır güneşimi göremiyorum
Ne oldu gündüzüme baba!
Efendim baba?
Annem mi?
İyi, senin bıraktığın yerden sarıldı davaya
Ama her gece sensiz odasında
Hıçkırıklara boğuluyor
6 yıldır be baba!
Ağabeyim de iyi
Okuluna dört elle sarıldı
Ben babamın oğluyum diyor her fırsatta
Haa bi de nişanlandı...
Gelinin mi?
Çok iyi biri ve yarı yarıya meslektaşın baba
Beni sorma be babam sorma...
Gördüğün gibiyim işte
Her kapı çalındığında kalbim çarpıyor
Her telefonda sıçrıyorum
Hep postacılarla kavga ediyorum
Mektubunu yine getirmediler diye
Okulum da çok iyi merak etme
Küçükken mahkeme koridorlarına alıştırdın beni...
Daha da vazgeçmedim işte...
Halkın mı?
Bunu sorma bana baba!
6 yıldır suskun, bıraktığın yerde sayıyor
senden sonra bir Sadık Ahmet çıkmadı baba
düşman yine düşman
haklarımızı vermiyor baba!
Biliyorum bu haberler üzdü seni
Ama belki bizim için değil
Halkın için, Türklük için dönersin diye
Anlatıyorum bunları sana baba!
Kalk hadi gel baba hadi gel...
Bir soru da ban soracam sana
Ne zaman geleceksin baba?
Baba...
Duyuyor musun beni baba?
Küstün değil mi bize?
Kırıldın halkına, dava arkadaşlarına
Biliyorum
Şaka yapmaya devam edeceksin
Ama hep bir umut
Hep hasretle ben bekleyeceğim seni baba...
Gelsen ne güzel olur biliyor musun baba?
Gelsen ne güzel olur...
* Şehit Sadık AHMETin Türkiyede eğitim gören kızı
|
|
|