BAŞBAKAN SAYIN TANSU ÇİLLER BAŞKANLIĞINDAKİ
52. HÜKÜMET PROGRAMI

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri;

Demokrasinin çözüm üretme gücünü ortaya koyan koalisyon ortağı partilerimiz ve 52. Hükümet' te görev alan arkadaşlarım ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Demokrasi, tek bir fikir etrafında birleşme değil, farklılıkların korunarak, birlikte, yan yana ve barış içinde yaşamaktır. Beklenen; çözüm aranması ve bulunmasıdır.

20 Eylül’ de 50. Hükümet’ in istifası ve 51. Hükümet’ in TBMM’ den güvenoyu alamaması ile ülkemiz kritik bir demokrasi sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Ya TBMM’ de yeterli bir desteğe sahip Hükümet kurulacak veya Anayasa’ nın 114 ve 116. maddelerine işlerlik kazandırılarak, demokrasinin temel kurumları olan siyasi partilerin oluruna, TBMM’ nin güvenoyuna ve denetimine ihtiyaç duymayacak bir Hükümet oluşturulacaktı.

Anayasa’ mızda yer alan 114. ve 116. maddeler, demokrasi içinde en son başvurulacak çözümler olarak düşünülmüştür. Bu maddeleri işletmek zorunda kalmamak, Parlamentomuzun başarısı olacaktır.

Bu dönemde siyasi partilerimiz ve Sayın Milletvekillerimiz, Hükümet bunalımı konusunda farklı görüşleri ve endişeleri taşımışlardır. İşte böyle bir ortamda, iki farklı siyasi geleneği, iki farklı siyasi kimliği temsil eden DYP ve CHP, Türkiye'yi, parlamenter demokrasinin kuralları çerçevesinde siyasal bunalımdan düzlüğe çıkarmak için bir araya gelmişlerdir.

TBMM’ nin yetki ve görevlerini tam olarak ve aksatmadan kullanmaya devam etmesini, demokrasimiz açısından hayati önemde gören Partilerimiz, duydukları derin sorumluluk duygusu altında 52. Hükümet' in kurulmasını bir gõrev olarak değerlendirmişlerdir.

Bu sonuç, kişisel saplantılarla parti çıkarlarının değil, demokratik bilincin ve ülke çıkarlarının önde tutulmasıyla elde edilmiştir

Şimdi, 52. Hükümet olarak, bõyle bir yüce sorumluluk ve gõrev anlayışı ile huzurunuzdayız.

Değerli Milletvekilleri,

Türk demokrasisi gücünü ve olgunluğunu her şeye rağmen bütün dünyaya kanıtlamıştır. Demokrasi bütün kurumları ve kuralları ile işlemiştir. Hükümet bunalımı demokratik mekanizmalarla ortaya çıkmış ve yine çıkış yolu demokrasinin kuralları içinde bulunmuştur.

Demokrasi zor bir rejimdir. Maddi ve manevi maliyeti yüksektir. Yavaş işlediğinden, zaman kaybına yol açtığından şikayet edilir. Ancak insan onuruna yakışan tek meşru yönetim biçimi, demokrasidir. Eksikliklerini, yanlışlıklarını telâfı etme imkanına sahip tek yõnetim yine demokrasidir. Demokrasi içinde çare bulmak, halkın beklentilerine cevap vermek ve yönetim mekanizmalarını işletmek, ülke menfaatlerini her şeyin önüne çıkarmayı ve demokratik hoşgörü ile karşılıklı saygıyı gerektirir.

DYP ve CHP’ nin bugün huzurunuza yeniden bir Koalisyon Hükümeti olarak çıkması, işte bu demokratik uzlaşma anlayışının ürünüdür.

52. Hükümet’ in Başbakanı olarak, asgari müşterekler etrafında birleşmek, bunalımdan çıkmak ve en önemlisi de demokrasiye ve TBMM’ ne olan güveni sağlamlaştırmak gibi onurlu bir sorumluluğu yerine getirirken, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bu demokratik sürecin işletilmesinde katkısı olan Siyasi Partilerimize ve herkese teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Hiçbirimiz 20 Eylül’ de bulunduğumuz noktada değiliz. Sadece DYP ve CHP değil bütün Parlamento 20 Eylül’ de bulunduğu noktada değildir. Bir demokrasi sınavı verilmiştir; halkımızın oy sandığında değerlendireceği önemli olaylar yaşanmıştır. Kim kazançlı çıkmıştır? İnanıyoruz ki, kazanan millet ve demokrasi olmuştur.

Sayın Milletvekilleri,

52. Hükümet, Anayasa’ nın değişmez hükümlerinde yeralan Cumhuriyet’ in tüm nitelik ve temel unsurlarıyla Atatürk ilkelerine dayanan demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine büyük bir inançla sarılarak göreve başlamaktadır.

Hükümetimiz Türkiye Cumhuriyeti’ nin bağımsızlığına, halkın egemenliğine, milli ve manevi değerlerine, devletin ülkesi ve milleti i!e bölünmez bütünlüğüne ve üniter devlet yapımıza yürekten bağlıdır.

Sayılan bu ilkeleri temel dayanak olarak gören 52. Hükümet, terörle mücadeleyi sürdürme, Türkiye’ nin birlik ve bütünlüğüne yönelik bütün tehditleri bertaraf etme ve terörden zarar gören Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizle bu yörelerde yeralan vatandaşlarımızın sorunlarını öncelikle kucaklama kararlılığını taşımaktadır.

Hükümetimiz, bu bağlamda, Olağanüstü Hal’ in uygulandığı illerde bir an önce normal yönetim biçimine geçilmesini sağlayacak yasal değişikliklerin gerçekleştirilmesine, terör koşullarına rağmen bölgede demokratik hakların eksiksiz kullanılmasına ve diğer ekonomik ve kültürel önlemlere yönelik çalışmaları hızlandıracaktır.

Öncelikli Görevimiz 24 Aralık 1995’ de Huzur İçinde Genel Seçimin Yapılmasını Sağlamaktır.

Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri;

Yüce Meclisimizin vereceğine inandığımız destekle, erken genel seçime kadar geçecek süre içinde görev yapacak olan Hükümet’ imizin en önemli görevi 24 Aralık 1995 tarihinde, sağlıklı ve güvenli bir ortamda ve huzur içinde adaletli bir erken genel seçimin gerçekleşmesini sağlamaktır.

TBMM’ de kabul edilerek yürürlüğe giren seçim mevzuatı değişikliklerinin, “temsilde adaleti” getirirken, “yönetimde toplumsal barış” ın ve “istikrar” ın yerleşip korunmasını sağlayacağına inanıyoruz.

Seçim yasalarında yapılan bu değişikliklerle, 18 yaşını doldurmuş milyonlarca gencimize seçme hakkı ile demokratik topluma katılma ve yön verme imkanı sağlanmıştır.

Demokratikleşmenin ve yeniden yapılanmanın temel taşları olan bu yeni düzenlemeler TBMM’ ne güç ve dinanizm kazandıracaktır.

Sayın Miletvekilleri,

Bu Hükümet, özü itibariyle, bir "Seçim Hükümeti" dir. Ancak, Hükümet’ imizin bu temel özelliği, ülkemizin içinde bulunduğu hassas dengelere, içeride ve dışarıda mevcut hayati sorunlara karşı etkisiz kalınacağı anlamına kesinlikle alınmamalıdır.

Zira biz, hangi önceliklerle yola çıkarsak çıkalım, hangi koşullar altında bulunursak bulunalım, içeride ve dışarıda Türkiye’ nin sorunlarını çözme, Türkiye’ nin saygınlığını yüceltme, yurttaşlarımıza hizmet götürme anlayışından ödün vermeyen bir anlayışla oluşturulmuş bir Hükümet’ iz. Bu boyutu ile, bu Hükümet hem bir “Seçim Hükümeti” hem de, hayati konularda bir “Çözüm Hükümeti”dir.

Koalisyon Hükümeti’ miz, partilerimizin 1991 Kasım’ ından günümüze sürdürdüğü ve demokrasimizin güç kaynağını oluşturan birlikteliğin olumlu deneyimlerinden de yararlanarak, ülkemizin ve insanlarımızın bugünü ve yarınları için “öncelikli” ve “önemli” alanlarda yeni düzenlemeler ve değişiklikler, yapmak kararlığı içindedir.

Üzerinde mutabık kaldığımız erken seçim kararı yüzünden kısa bir süre icraatta bulunacak olan Hükümet, bu tarihi görevini başarı ile yerine getirecektir.

Demokratikleşme Çabalarımızı Kararlılıkla

Sürdüreceğiz

Değerli Milletvekilleri,

Demokratikleşme, partilerimizin her dönemde en öncelikli amacını oluşturmuştur. Dün de böyleydi, bugün de böyle. 1991 yılından günümüze görev üstlenmiş olan diğer Koalisyon Hükümetlerinin, yani 49. ve 50. Cumhuriyet Hükümetlerinin kuruluşlarının da temel gerekçesini, temel duyarlılık alanını demokratikleşme oluşturmuştur.

Her koşulda ve fırsatta demokratikleşme sürecini geliştirerek sürdürmek, bu Koalisyon Hükümeti’ mizin de temel iddiasıdır. Ülkemizi, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı, Helsinki Nihai Senedi ve taraf olduğumuz diğer ilgili uluslararası sözleşmeler çerçevesinde; özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasiye taşımak, kanun ve mevzuatımızı, taraf olduğumuz bu sözleşmelere ve andlaşmalara uygun biçimde değiştirmek bu Koalisyon Hükümeti’ nin de temel tercihidir.

Koalisyon Protokolü’ nün hazırlanışından günümüze henüz on günlük süre geçmiş olmasına rağmen, hatta Koalisyon Hükümeti’ nin henüz resmen oluşmadığı bir ortamda Koalisyon'u oluşturan partilerin ortak destek ve öncülüğü altında, Terörle Mücadele Yasası’ nın 8. maddesinin, düşünce özgürlüğünü ve hoşgörü anlayışını genişletecek bir yaklaşımla değiştirilmiş olması, demokratikleşme içİn kararlığımızın güçlü bir kanıtıdır.

Hükümet, bu kararlılıkla, görev süresi kısa olmasına rağmen, Anayasa’ da yapılmış olan değişikliklerden doğrudan yürürlüğe girmeyen hükümlerin getirdiği kanun değişiklikleri için gerekli yasa tasarılarını hızla hazırlayarak TBMM’ ne sevkedecektir. Hükümet’ imiz bu tasarıların zamanın elverdiği ölçüde gerçekleşmesi için işbirliği yapacaktır. Bu çerçevede;

- Sendikalar Kanunu,

- Kamu Görevlileri Sendikalarının Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında kanun,

- Dernekler Kanunu,

- Devlet Memurları Kanunu,

- Üniversite öğretim üyelerinin ve öğrencilerin siyasete etkin katılımını sağlayacak yasalarda yapılacak değişikliklerle ilgili Kanun,

- Milletvekilliği İle Bağdaşmayan Görev ve İşler Hakkında Kanun,

- Kooperatifler Kanunu,

- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına İlişkin kanunlar ele alınacaktır.

Ülkemizi Avrupa İle Gümrük Birliği’ ne Taşıyacağız

Değerli Milletvekilleri;

Türkiye’ nin jeopolitik konumunun getirdiği sorunlar ve bu çerçevede dış politika alanında yürütülen hassas uygulamalar devam etmektedir.

52. Hüküımet olarak, ülkemizin, karşılaşılan bütün sorunların üstesinden geleceğine dair olan inancımız tamdır.

Her zaman oldugu gibi, Türkiye, seçmiş olduğu çağdaş yaşam tarzı ile kültürel, ekonomik ve jeopolitik gerçeklerden azami ölçüde yararlanan bir siyasetin titiz uygulayıcısı olacaktır.

52. Hükümet’ in özel niteliğini gözönüne alarak, bu sorunlar içerisinde öncelikle çözümlenmesi gereken Gümrük Birliği konusu üzerinde önemle durmak gerekmektedir.

Bugün Avrupa Birliği ile bütünleşmek yolunda çok önemli bir noktadayız. Gerek Avrupa Birliği’ nin, gerek ülkemizin bu tarihi fırsatı kaçırmamasının önemini bir kez daha vurgulamak gereğini duymaktayız.

Bu fırsatı yakalayabilmek için Hükümet’ imiz, üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmeye hazırdır. Yüce Meclisimizin de aynı sorumluluk arzusuyla gereğini yapacağından emin bulunmaktayız.

Avrupa Birliği ile işbirliğine başladığımız 32 yılın en önemli aşamasına gelmiş bulunuyoruz.19 Aralık 1994’ de dış engellemeler nedeniyle toplanması uygun görülmeyen Ortaklık Konseyi, 50 Hükümet’ in ısrarlı ve etkin girişimleri sonucunda 6 Mart 1995 tarihinde toplanmış ve “Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi Kararı imzalanmıştır. Bu tarihten bugüne kadarki dönem içinde, iç hukukumuzda yapılması gereken düzenlemelerin büyük bir bölümü tamamlanmıştır. Bununla birlikte, önümüzdeki çok kısa dönem içinde tamamlanması gereken diğer dört yasa daha vardır.

Konunun önemini gözönüne alarak, bunları dikkatinize sunmakta yarar görmekteyiz. Bu çerçevede;

- Gümrük Kanunu’ nda değişiklik yapılmasına dair 564 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ nin uygulanması için gerekli olan cezai ve akçalı hükümleri içeren kanun tasarısının,

  • Patent, Faydalı Model, Markalar, Coğrafi İşaretler ve Endüstriyel Tasarımlar Alanında Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği bağlamında mevzuat uyumunu sağlamak üzere çıkarılan 551, 554, 555, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin uygulanmasında gerekli olan cezai hükümleri içeren tasarının,

  • Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ nda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının,

  • Sinema, Video ve Müzik Eserleri Kanunu’ nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Tasarısı’ nın yasalaştırılması Hükümet’ in öncelikleri arasında yer alacaktır.

 

Diğer taraftan, Avrupa Birliği’ ne geçiş için gerekli görülen Özel Tüketim Vergisi Kanun Tasansı’ nın da yasalaştırılması Hükümet’ in öncelikleri içerisinde yer alacaktır.

Saymak gereğini duyduğumuz bu kanun tasarılarının biran önce yasalaşması için Yüce Meclisin yoğun çaba göstereceğine inanıyoruz.

Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri,

Diğer taraftan, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında dün yapılan Ortaklık Konseyi toplantısı, uzun yıllardan bu yana, Tüırkiye-Topluluk ilişkilerinde niteliksel bir değişikliğin temel yapısını oluşturmuştur.

Toplantıda, öncelikle, Gümrük Birliği’ nin iyi işlemesi için gerekli koşulların yerine getirildiği sonucuna varılmış ve Ortaklık Konseyi, gerçekleştirmiş olduğu olağanüstü çaba ve uyum kabiliyeti nedeniyle Türkiye’ yi kutlamıştır.

6 Mart 1995 tarihindeki Ortaklık Konseyi toplantısı kararları ile birlikte değerlendirildiğinde, bu sonuç, Hükümet’ imizin Avrupa ile ilişkileri derinleştirme ve Türkiye’ yi Avrupa ailesinin tam bir üyesi haline getirmek yolundaki kararlı çalışmalarının somut bir göstergesini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Ortaklık Konseyi ayrıca, 1963 Ankara Anlaşması’ nın tam üyeliğimize ilişkin 28. maddesinin, bugünün koşulları altında güncelliğini koruduğunu vurgulamıştır.

Bu sonuç, aynı zamanda Hükümet’ imizin ve Meclisimizin demokrasiyi ve insan haklarını derinleştirme amacıyla attığı önemli adımların ve reform niteliğindeki Anayasa ve yasa değişikliklerinin Avrupa Birliği üyesi bütün ülkelerce olumlu karşılandığını tescil etmiştir.

Ortaklık Konseyi, 6 Mart 1995’ de alınan temel kararları teyid etmekle kalmamış, buna ek olarak diyaloğun daha da güçlendirilmesi için Türk tarafına taahhütte bulunmuştur.

Alınan bu kararlar ve Gümrük Birliği’ nin gerçekleşmesinin, Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye’ ye büyük miktarda yatırım akışına yol açacağına Birlik üyeleri tarafından da inanılmaktadır. Yatırımlardaki bu yükselme, Türkiye ekonomisine yeni bir güç kazandıracak, istihdam artışı sağlayacak ve Türkiye’ nin dünyadaki rekabet imkanını genişletecektir.

Ulusal Çıkarlarımızı ve Bağımsızlığımızı Gözeten,

Kişilikli Dış Politika Uygulamasına devam edilecektir

Sayın Milletvekilleri,

Karşı karşıya olduğumuz çeşitli dış politika sorunlarının bizim için hayati önemi devam etmektedir.

Bunların en önemlilerinden biri Kıbrıs sorunudur. Bugüne kadar olduğu gibi, iki bölgeli, iki toplumlu federal bir yapının Kıbrıs sorununun çözüme kavuşturulması için tek çare olduğunu düşünmekteyiz. Bu konuda ilerleme kaydedebilmek için de, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından kabul edilmiş olan güven arttırıcı önlemlerin öncelikli olarak ele alınmasına taraftarız.

Toplumsal Barışı Sağlamaya ve gelir dağılımındaki adaletsizliği iyileştirmeğe yönelik çabalarımızı sürdüreceğiz

Değerli Mtlletvekilleri,

5 Nisan 1994’ de alınan bir dizi kararın, tavizsiz bir şekilde uygulanması ile son dönemde ekonomik dengelerde ciddi düzeyde bir iyileşme sağlanmıştır. Böylece orta vadede sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyümenin gerçekleştirilebilme şansı doğmuştur.

Hükümet, krize bağlı olarak yaşanan sıkıntıların daha büyüğünün yeniden yaşanmaması için, sağlanmış bulunan İstikrarın korunmasının büyük önem taşıdığının bilinci içinde görevini yürütecektir.

Hükümeti’ miz, Tüırkiye’ nin, küreselleşmenin getirdiği avantajlardan yararlanarak çağı yakalaması, gelişmiş dünya ülkeleri arasında yerini alabilmesi için, ekonomik istikrarı vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir.

Ayrıca enflasyon karşısında alım güçleri azalan kesimlere, çalışanlara, üreticilere, emeklilere, muhtaç yaşlılara, dul ve yetimlere sahip çıkmak, Hükümet’ imizin bir diğer temel politikasını oluşturacaktır.

Bu anlayışla, Hükümet’ i oluşturan partilerin mutabakat içinde; kamu kesiminde çalışan işçilerin toplu sözleşmelerinin emek kesimini tatmin edici bir düzeyde, hukuka ve sendikal haklara uygun biçimde ve karşılıklı uzlaşma ile bağıtlanması, toplumsal barışı geliştiren, gelir dağılımındaki adaletsizliği kısmen iyileştiren olumlu bir adım olmuştur.

Burada, başlangıçda 600 bin işçi için talep ettikleri 237 trilyon lirayı makul düzeye çekerek bu uzlaşmanın gerçekleşmesine gecikmeli de olsa katkıda bulunan ilgili işçi konfederasyonu ve sendikalarına teşekkür etmek istiyorum. Çünkü, dengelerin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi, kamu vergi gelirlerinin artırılması kadar, devletin çeşitli gelir gruplarına aktarabileceği kaynakla da sınırlıdır.

Benzeri duyarlılıkla, memurları, Emekli sandığı, SSK ve BAĞKUR kapsamındaki bütün emeklileri, onların dul ve yetimlerini yeni hak ve olanaklara kavuşturma kararlılığımızı sürdüreceğiz.

15 Kasım 1995 tarihinden geçerli olmak üzere tüm memurların ve her kesimden emeklilerin maaşlarında önemli boyutlarda artış sağlayan düzenlemeler yapılmıştır.

Esnaf ve sanatkarlarımıza 1995 yılında 20 trilyon lira kredi kullandırmayı hedeflemişken, bu hedefı yılın ikinci yarısında aşılmış ve kredi program hedefi 25 trilyon liraya yükseltilmiştir. Bu tutarın halen 23.8 trilyon liralık kısmı, ilgili banka şubelerine tahsis edilmiş bulunmaktadır.

52. Hükümet, esnaf ve sanatkarlarımızın sorunlarını çözmeye, ek kredi taleplerini karşılamaya yönelik çabaları, bu kısa dönemde de artırarak sürdürmeye kararlıdır.

Esnaf ve sanatkar kesimi ile birlikte, ülkemizde büyük bir potansiyel olan girişimciler de, “Genç Girişimci ve Kadın Girişimci Kredileri” ile desteklenmeye devam edilecektir. 1995 yılında bu kesimin kredi limitleri artırılmıştır. İşlemleri kolaylaştırarak, kredi kullanımının hızla yaygınlaşmasının sağlanması görevimiz olacaktır.

Ekonomik kalkınmamız içinde ayrı bir yeri olan Küçük ve Orta Boy işletmelerin, KOBİ’ lerin, konum ve önemlerine uygun çerçevede desteklenmeleri sürdürülecektir.

Üreticileri destekleme anlayışımız çerçevesinde, çiftçilerimize yönelik çok yönlü destekleme politikalarına etkinlik kazandınlacaktır. Tarımsal verimliliği artırabilmek amacı ile yıl içinde, gübre sübvansiyonu % 30 dan % 50 ye yükseltilmişti; bu uygulamaya devam edilecektir.

Çiftçilerimizin emeğinin değerlendirilmesi ve ürünlerini gerçek değeri ile satabilmeleri amacıyla geçen bir ay içerisinde Ziraat Bankası, Tarım Kredi ve Tarım Satış Kooperatiflerine uygun kredi imkanları sağlanmıştır.

Bu kredilerle, destekleme alımlarının önündeki tıkanıklıklar aşılacaktır. Bıı bağlamda, ihracat yapılması kaydıyla fındık alımları için 2,5 trilyon liraya kadar uygun faizli kredi açılmıştır. Bu kredi kullandırılacaktır. Benzeri şekilde, ayçiçeği ve zeytin alımları için de bir trilyon liraya kadar kaynak ayrılmıştır. Bunun da kullanılması sağlanacaktır.

Doğu ve Güneydoğu illerinde hayvancılığı geliştirme amacına yönelik, “Onarım Projesi” kapsamında % 20 faizli 2 trilyon liralık kredi, bu öncelik de dikkate alınarak, Türkiye genelinde son günlerde 20 trilyon liraya çıkarılmıştır. % 80’ i hayvan tedariki, % 20’ si yem ve girdilerin tedariki ile hayvansal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasında kullanılacak olan bu kredinin uygulaması, kuralları içinde hızla gerçekleştirilecektir.

52. Hükümet, demokratik yapılanmanın ve bölgesel kalkınmanın temel taşları olan yerel yönetimlerin, katılımcı demokrasinin gereklerine uygun olarak yeni bir yapıya kavuşturulmasından yanadır.

Bu nedenle Hükümet’ imiz, mali sorunlarını çözmek ve yöre halkına daha iyi hizmet sunmalarını sağlamak amacıyla bu kısa dönemde belediyelere ve il özel idarelerine çeşitli fonlardan kaynak sağlayacaktır.

TBMM Genel Kurulu gündemindeki büyükşehir belediyelerine ilişkin kanun tasarısının mümküın olan en kısa sürede yasalaştırılmasına çalışılacaktır.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu kucaklanacak;

Yaraların hızla sarılması hedef alınacaktır.

Sayın Milletvekileri,

Hükümetimiz, Doğu ve Güneydoğu’ da terör ve şiddetten zarar gören, yaşam koşulları bozulan, köy ve mezralarını terk etmek zorunda kalan, ekonomik hayattan kopan yurttaşlarımızı kucaklamayı, onların yaralarını sarmayı en öncelikli görevleri arasında görmektedir.

Bu çerçevede, geçen Hükümet döneminde programlanan Güneydoğu Onarım Projesi’ nin uygulaması kararlılıkla yeniden ele alınarak, Hükümeti’ mizin kısa görev süresince önemli atılımlar yapılması hedefimiz olacaktır.

Güneydoğu’ da boşaltılmış olan köylerden güvenlik yönünden uygun olanlarına yurttaşlarımızın geri dönüşü sağlanacak; köylerinde yeniden yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli destek sağlanacaktır.

Hükümet’ imiz, Güneydoğu’ da, altyapı ve sınai yatırımlarının aksamadan sürdürülmesi ve olanaklar içinde hızlandırılmasına; özellikle eğitim, sağlık ve tarım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına büyük önem vermektedir.

Güneydoğu Anadolu Projesi’ ne, yalnız bölgenin değil bütün ülkenin gurur kaynağı olarak her türlü desteğin sağlanmasına devam edilecektir.

Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine kararlılıkla

gidilecektir.

Değerli Milletvekilleri,

Hükümetimiz “dürüst yönetim-açık toplum” ilkesinin ödünsüz savunuculuğuna devam edecektir. Her kesimde yolsuzluk ve usulsüzlük olaylarının üzerine ciddiyetle gidilecek; TBMM’ nin denetim mekanizmalarının bu konuda etkin biçimde çalıştırılması hedef alınacaktır.

“Milletvekilliği ile bağdaşmayan görev ve işler ile ilgili kanun tasarısı’nın” tüm milletvekillerimizin desteği ile hızla yasalaşacağına inanıyoruz.

Bilindiği gibi, yolsuzluklara karşı etkin kurumsal önlemleri alınması ile ilgili olarak, TBMM gündeminde;

- Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanun Tasarısı,

- Devlet İhale Kanunu’ nda Değişiklik Tasarısı,

- Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Suçlarının Kovuşturulması Hakkında Kanun Tasarısı, bulunmaktadır.

Bu çok önemli tasarıların yasalaştırılarak uygulamaya geçirilmesini, konunun önemi nedeni ile TBMM’ nin takdirlerine sunuyoruz.

Geçici bütçe ve ek ödenek tasarılarırıın

kanunlaştırıtması zaruridir.

Sayın Milletvekilleri,

1996 yılı Genel ve Katma Bütçe Kanun tasarıları, Anayasa’ da öngörülen süre içinde TBMM’ ne sunulmuştur. Ancak, bu tasarıların, Anayasa’ mızda öngörülen 75 günlük süre içinde ilgili Komisyon ve Genel Kurul’ da görüşülmesi, tartışılması ve kanunlaşması, erken seçim nedeniyle mümkün görülmemektedir.

Bu nedenle, devlet hizmetlerinde herhangi bir aksamaya meydan verilmemesi için, 1996 Mali Yılı başından itibaren 4 aylık süre ile sınırlı olmak üzere, kamu harcamalarının yapılmasını ve devlet gelirlerinin toplanmasını öngören Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı hazırlanarak TBMM’ ne sunulmuştur.

Milletvekili genel seçimlerinin erken yapılacağı ve bütçenin de 1 Ocak 1996’ da yürürlüğe girmesi gerektiği dikkate alındığında, geçici bütçeye ilişkin Kanun’ un TBMM’ nin yasama döneminin sona ermesinden önce kanunlaşmasında zaruret bulunmaktadır.

1995 yılı bütçe uygulamalarında, başta vergi gelirleri olmak üzere bütçe gelirleri tahsilatının başlangıç hedeflerinin %29 oranında bir fazlalıkla gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Öte yandan, faiz ve personel harcamalan için Kanun’ da öngörülen ödeneklerin de yeterli olmayacağı anlaşılmakta olup, bu harcamalar için ek ödenek alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

1995 yılında bu harcamaların yapılabilmesi ve devlet hesaplarının harcamaları tam olarak yansıtabilmesi için Ek Ödenek Kanun Tasarısı da hazırlanarak, Yüce

meclis’ e sunulmuştur.Geçici bütçe Kanun Tasarısı gibi Ek Ödenek Kanun Tasarısı’ nın da bu dönemde yasalaşması sağlanacaktır.

Özelleştirme/Petrol Boru Hatları

Değerli Milletvekilleri,

Hükümet, dünya piyasalarına entegrasyon ve Avrupa Birliği’ ne tam Üyelik doğrultusunda ekonomide verimliliğin artırılması, örgütlü ve rekabetçi çevre

koşullarına duyarlı serbest pazar koşullarının sağlanması gayretlerini kararlılıkla sürdürecektir.

52. Hükümet, bu anlayışta, özelleştirme uygulamalarında devletin ve toplumun ortak yararlarının gözetilmesine, tekelleşmenin önlenmesine özen

gösterecektir. Özelleştirme uygulamalarında temel ilke, “şeffaflılık” olacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Hükümet’ imiz ülkemizin yüksek çıkarlarını ilgilendiren bütün meselelerin yakından takipçisi olacakdır. Bunların başında, Azerbaycan erken petrolünün,

Rusya’ dan geçecek boru hattı ile eş zamanlı olarak,Gürcistan üzerinden, yani Batı güzergahından da Karadeniz’ e getirilmesi projesi gelmektedir.

Bilindiği gibi bu konudaki makul, ekonomik ve çevresel yönden elverişli tezimiz, bundan önceki Hükümetlerimiz döneminde enerjik ve sistematik bir

yaklaşımla izlenmiş ve böylece Türkiye için, bu aşama ile ilgili olabilecek en yararlı sonuç alınmıştır.

Bakü-Ceyhan boru hattı Türkiye’ nin, 21. yüzyıla dönük bir mega projesidir.

İleride Azeri ve Kazak petrolünün Ceyhan’ a akması ile bu bölgede bir sanayi patlaması yaşanacaktır. Bu gelişme, Akdeniz bölgesinde olduğu kadar

Güneydoğu bölgemizde de refah ve istikrara büyük katkı yapacaktır.

Alt yapı yatırımları devam edecektir.

Sayın Başkan Sayın Milletvekilleri,

Hükümet’ imiz, ülkenin altyapı ihtiyacının, ekonomik ve sosyal gelişmenin önünde darboğaz oluşturmayacak şekilde karşılanmasını hedeflemektedir.

Altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmesinde ve altyapı hizmetlerinin sunumunda özel kesimin finansman imkanlarından ve girişimcilik dinamizminden bu kısa

dönemde azami ölçüde yararlanılacaktır.

Yıllardır üzerinde uğraşılan Yap-İşlet-Devret modelini sağlam bir hukuki tabana oturtmak ve önemli projeleri bütçe dışı imkanlarla, özel kesim eliyle

gerçekleştirebilmek amacıyla gerekli olan mevzuat düzenlemeleri, 1994 yılı itibariyle tamamlanmış ve yürürlüğe konulmuştur.

Bu düzenlemeler sonucunda, 1995 yılında Yap-İşlet-Devret projelerinin önemli bir hızlanma sağlanmış bulunmaktadır. Devam eden Yap-İşlet-Devret

projelerinin maliyeti yaklaşık 8.5 milyar; üzerinde çalışmaları sürdürülen toplam proje stoku ise 31 milyar dolar düzeyindedir.

Enerji sektörü Yap-İşlet-Devret proje stokunda toplam 88 proje vardır. 5 projenin inşaatı devam etmekte olup,12 projenin sözleşmeleri imzalanmış, 9 projenin

sözleşme görüşmeleri ise sürmektedir. 62 projenin fizibilitesi alınmış veya ön başvuruları yapılmış durumdadır.

En önemli Yap-İşlet-Devret projelerinden biri olan Birecik HES 672 MW gücünde ve 2.460 mityon kwh/yıl kapasitesinde olup, toplam maliyeti 1,4 milyar

dolardır.19 Mart 1993 tarihinde projenin uygulama anlaşması paraflanmış, kuruluş işlemleri tamamlanarak şirket faaliyete geçmiş ve 1995 yılında inşaat

başlamıştır.

Esenyurt Doğalgaz Santralının temeli 21 Mayıs 1995’ te atılmıştır. Proje maliyeti 168 milyon dolardır.

Karayolu Yap-İşlet-Devret proje stokunda toplam 21 adet proje vardır.

Anadolu Otoyolu-Dilovası ayırımı Orhan Gazi Otoyolu Projesine, 3400 mt. uzunluğundaki İzmit Körfez Köprüsü ve 50 km.’ lik otoyol dahildir. 800 milyon

dolar maliyetli proje ihaleye çıkarılmıştır.

Çanakkale Boğaz Geçişi Projesi 20 km otoyol ve 1440 metre asma köprüyü kapsamaktadır. 350 milyon dolar maliyetli proje için açılan ihale görüşmeleri

sürdürülerek, sonuçlandırılacaktır.

Ankara-İstanbul Sürat Demiryolu ve İstanbul Boğaz Geçişi Projesi, Yap-İşlet-Devret ile gerçekleştirilmesi hedef alınan projeler arasındadır. Toplam maliyeti

4.5 milyar dolar olan proje, yıllık 12 milyon yolcu ve 4.6 mityon ton yük kapasiteli olacaktır.

Plânlanan 40 yeni yat limanı projesi, Türkiye’ nin turizm faaliyetlerini ve döviz gelirlerini önemli bir şekilde artıracaktır.

Bu alanda döviz girdileri açısından çok önemli bir artış beklenmektedir. Çünkü, Türkiye, Akdeniz’ in en temiz en dokunulmamış sahillerine sahiptir ve bu,

Türkiye’ deki turizm patlamasının yeni bir aşaması olarak, önümüzdeki yıllarda açık bir biçimde ortaya çıkacaktır.

Asgari 10 milyon yolcu/yıl kapasiteli Atatürk Havalimanı yeni terminal binası 70.000 m2 kapalı alan üzerine inşa edilecektir. Proje maliyeti 250 milyon dolar

olan proje, 1995 yılında ihaleye çıkarılmıştır.

Antalya Havalimanı yeni dış hatlar terminal binasının proje maliyeti 70 milyon dolardır. Uygulama sözleşmesi revize edilerek, firma ile mutabakat zaptı

imzalanmıştır.

Bodrum-Milas Havalimanı terminal inşaatı asgari 2,5 milyon yolcu/yıl kapasiteli olacaktır. Proje maliyeti 30 milyon dolar olup, altyapı tesislerinin 1995 yılı

içerisinde tamamlanmasından sonra ihaleye çıkılacaktır.

Hükümetimiz bir “Seçim Hükümeti” olmasına rağmen önemli bir aşamaya gelmiş bulunan Yap-İşlet-Devret projelerinin sekteye uğratılmaması ve bu alanda

ele geçen fırsatların kaçırılmaması için gerekli her türlü çabayı harcayacaktır.

Sayın Milletvekilleri,

Bildiğiniz gibi, ülkemiz bu yıl içinde hepimizi üzen doğal afetlere maruz kalmıştır. Bu afetlerin sonuncusu, Dinar depremidir.

Dinar' da yaraların hızla sarılması için bir özel kanun çıkarmak yerine, bundan sonraki bu tür afetlerde Hükümetlere daha geniş yetkiler veren ve çok süratle

hareket edilmesi imkanı sağlayabilecek bir yasayı gerçekleştirmek kararlılığındayız.

Afetler Kanunu’ nda değişiklik getiren bu yasa tasarısı TBMM’ ne sevkedilmiştir. Bunu, bu kısa dönemde gerçekleştireceğiz.

Yenileşme ve Değişimin Temsilcisiyiz.

Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri,

Atatürk’ ün öncülüğünde, toplumumuzun sınırsız özverisi ile kurulmuş olan laik Cumhuriyetimizin 72. yılında, programımızla huzurunuzda olmaktan gurur

duymaktayız.

52. Hükümet olarak, bilgi çağına geçmeğe hazırlanan bir dünyada, Türkiye’ nin demokratikleşme, yenileşme ve değişim istek ve iradesini temsil eden; yeni bir

atılım heyecanı ile ülkemizi 21. yüzyıla taşımak misyonunu yüklenmiş bir kuşağın, Türkiye’ nin dinamizmine ve sınırsız potansiyeline inanan, özgüveni olan

bir anlayışın sahibiyiz.

Ülkemizde sosyal barışı yüceltmeyi, istikrar içinde büyümeyi, işsizlik ile gelişme ve gelir dağılımında eşitsizlik gibi ekonomik sorunları hızla aşmayı, Türkiye

ekonomisini çalışanı ile, üreticisi ile, girişimcisi ile ileri refah, örgütlülük, verimlilik ve rekabet düzeyine taşımayı temel hedef alıyoruz.

52. Hükümet, tüm bu değer ve ilkelerin, bireyin özgürlüğünün, onun doğuştan varolan dokunulamaz temel haklarının, yaşam, düşünce ve inanç

özgürlüklerinin, hoşgörü ve iç barışın koruyucusu ve güvencesidir.

Avrupa ile Gümrük Birliği’ ni bu yıl içinde tamamlayarak, temel değerlerimizden ve egemenliğimizden ödün vermeden Avrupa Birliği ile bütünleşmenin

kapılarını açarak, Türkiye’ yi Dünya’ ya taşıma misyonunu üstlenmiş, bunu kesinlikle gerçekleştirme iddia ve kararlılığı içindeyiz.

Dün Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi toplantısı sonunda alınan olumlu sonuçlar, ülkemizi Avrupa Birliği’ ne bir adım daha yaklaştırmakta ve dış

politika hedeflerimiz açısından çok verimli bir aşama teşkil etmektedir.

Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri,

Türkiye erken seçime giderken, Hükümet’ imiz, ülkenin üstün çıkarları için alınması gereken bütün kararlan hiçbir siyasi çıkar hesabı yapmadan alacaktır.

Türkiye’ nin ulusal çıkarları, her konuda dikkatle korunacaktır.

Şimdi böyle bir yüce sorumluluk ve görev anlayışı ile huzurunuzdayız.

TBMM’ nin, kendi içinden çıkan ve Yüce Meclisin bir özlemi haline gelen “Erken Seçim” i gerçekleştirecek olan 52. Hükümet’ e sahip çıkacağına inanıyoruz.

Yüce Meclisimizi Saygıyla Selamlıyorum.